Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı, İngiliz Doktor James Parkinson tarafından titrek felç adıyla tanımlanarak 1817 yılında duyulmaya başlanmıştır. İnsan beyninde, hareketleri kontrol etmekle görevli olan bazı hücreler vardır. Söz konusu hücreler başta dopamin isimli bazı kimyasal maddeler salgılarlar. Dopamininin görevi, beyne gelen verileri bir sinir hücresinden diğer bir sinir hücresine aktarmaktır. Akabinde de vücut denge kabiliyetini kazanır. İşte bu noktada bu söz konusu hücreler hasar gördüğünde, dopamin salgılanamaz hale gelir ve kişide titreme, hareket kabiliyetinde yavaşlama, vücut dengesinde bozuklar ortaya çıkmaya başlar ve bu duruma Parkinson hastalığı denir.

Parkinson hastalığı yavaş ilerleyen sinsi bir hastalıktır. Parkinson hastalığı ortalama 10 yıl boyunca herhangi bir rahatsızlık verici belirti göstermeden ilerler. Hastalık başlangıç aşamasında vücudun tek tarafında gözlenirken, zaman ilerledikçe vücudun tamamına yayılır. Parkinson hastalığı ne ölüme sebep olur ne de felce sebep olur. Parkinson hastalığı genelde 40 yaş üzeri kişilerde ve çoğunlukla erkeklerde görülür.

Parkinson Hastalığı Nasıl Ortaya Çıkar?

Parkinson hastalığı, beyinde dopamin salgılayan hücrelerin hasar görmesi sonucu meydana gelir. Hastalığın tam olarak sebebi bilinmese de genetik faktörlerin, madde bağımlılıklarının etkisi olduğu düşünülmektedir.

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?

Parkinson hastalığı sinsi bir hastalık olduğu için özellikle başlangıç aşamasında kişiyi rahatsız edecek hiçbir belirti göstermeden ilerleyişini sürdürür. En belirtileri ise ellerde veya vücudun bir tarafında titreme başlamasıdır. Parkinson hastalarının öyküleri incelendiğinde, hastalığın başlangıç yıllarında, kişinin duruşunda öne doğru eğik durma eğilimi ve yürüme esnasında kolunu sallamaması dikkat çeker. Hastanın istirahat zamanlarında bile ellerinde veya vücudunun bir tarafında titreme görülmektedir. Ancak her titremeyi Parkinson hastalığı ile karıştırmamak gerekir.

Bazı titremeler sinir, heyecan, öfke anlarında da geçicici olarak görülebilir. Parkinson hastasında titreme belirtisinin yanı sıra, hareket kabiliyetinde de yavaşlama görülür. Hasta normalde gayet rahat ve hızlı yaptığı işleri daha yavaş ve zorlanarak yapmaya başlar. Yemek yeme sırasında, yatakta yönünü değiştirme sırasında, oturup kalkma sırasında daha yavaş hareket etmeye başlar. Parkinson hastasını doktoru muayene ettiğinde, hastanın kaslarındaki sertlik dikkat çeker. Kaldı ki hastanın bu kaslardaki sertliği hisseder durumdadır. Bunların dışında Parkinson hastası önceden gayet okunaklı yazı yazıyor olmasına rağmen, hastalığın varlığı sırasından daha okunaksız ve yazı boyutunun daha küçük olduğu bir biçimde yazı yazmaya başlar.

Yürürken daha yavaş yürümeye başlar ve ayaklarını yerden kaldıramayarak, yerde sürüyerek yürümeye başlar. Bedeni hastalık öncesi dik duran hasta, Parkinson hastalığı ile birlikte otururken ve yürürken öne doğru eğik bir hal alır. Depresyon eğilimleri, sık sık sıkıntılı ruh hali, kaslarda ağrılar meydana gelmesi, konuşmasında bozukluklar, cümleleri kurmada zorluklar, ses tonunda kısılmalar, donuk konuşma tarzı, yürürken kollarını sallamadan yürüme, besinleri yutma güçlüğü zorluğu , tansiyon düşüklüğü, Parkinson hastalığının diğer belirtileri arasındır.

Parkinson Hastalığı Teşhisi ve Tanısı

Parkinson hastalığının teşhisi için geliştirilmiş özel bir teşhis yöntemi bulunmamaktadır. Herhangi bir laboratuar testi veya röntgen çekimleri Parkinson hastalığının teşhisi için yeterli değildir. Alanında uzman bir nörolog, hastanın şikâyetlerini dinleyerek ve hastadaki fiziksel aktiviteleri gözlemleyerek, yaptığı muayene sonucunda bir tanı koyabilir.

Parkinson Hastalığı Tedavisi

Parkinson hastalığı tedavisindeki asıl amaç, hastayı kendi başına günlük aktivitelerini yapabilecek şekilde ir tedavi uygulamaktır. Uygulanan Parkinson tedavisi sonunda, hastanın durumunun hastalık öncesindeki haline dönmesi garanti değildir. Ancak elde edilecek en iyi sonuç için uğraşılır. Parkinson hastalığı tedavisinde çok fazla kullanılan ilaç tedavisi yoktur. Uygulanan ilaçlar genelde dopamin salgılanmasını sağlar, dopaminin parçalanmasını engelleyerek kullanım miktarını artırır. Kullanılan ilaçların yan etkilerini saptamak ve buna göre bir tedavi yolu seçmek gerekir. Parkinson tedavisi ile kaslardaki aşırı sertlik, titreme, hareketlerde yavaşlama gibi en belirgin sorunların çözümünde yüksek oranda başarı sağlanabilmektedir. Akabinde konuşma ve yazmadaki sorunlar, donuk yüz ifadesi, terleme, tansiyon düşüklüğü gibi sorunlarda tedavi edilerek yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir.

Parkinson hastalığının tedavisinde ilaç tedavisi dışında en son tercih edilmekle birlikte bir de cerrahi tedavi yöntemi uygulanabilir. Ameliyat esnasında hastaya anestezi uygulanır ve kafatasından açılan bir delikten gereken bölgelere ulaşılır ve buraya bir tür elektrokt takılır. Köprücük kemiğinin hemen altına bir uyarıcı yerleştirilir ve bu uyarıcı ile elektrokt kontrol edilir. Hasta mıknatıs ile açıp kapatarak kontrolü kendi yapabilir. Açması halinde hastalık belirtisi durur, kapatması halinde hastalık belirtisi devam eder.

Parkinson hastalığının tedavisinde en önemli adım hastanın psikolojisidir. Tedavisi olan bir hastalık olduğunu hastaya aktarmak ve ona destek olmak bu tür hastalıkların yenilmesinde en önemli detaylardan biridir.

BAŞKA BİR KAYNAK

Parkinson Hastalığı Nedir?

Parkinson hastalığı, ilk olarak 1817 yılında titrek felç olarak İngiliz Doktor James Parkinson tarafından tanımlanmıştır.

İnsan beyninde hareketlerden sorumlu olan ve bunları kontrolünü sağlayan hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler dopamin gibi kimyasal maddeler salgılar. Dopamin olarak adlandırılan bu kimyasal madde, beyine iletilen bilgileri bir hücreden diğer sinir hücresine aktarımını sağlar. Buda vücudun dengesini sağlamakta yardımcı olur. Burada bulunan hücrelerden herhangi birinin zedelenmesi veya azalma göstermesi sonucunda dopamin salgılaması gerçekleştiremez. Buna bağlı olarak dopaminde azalma görülerek yavaş hareketler bulunma ve vücutta titreme gibi vücudun dengesini bozarak ortaya çıkan hastalığa Parkinson adı verilmektedir.

İnsan hayatında çok sinsi ve yavaş bir şekilde ilerleyen bir hastalıktır. Yaklaşık 10 yıl kadar devamlı ilerleme kaydeder. Ölümcül bir hastalık olmadığı gibi felç gibi durumlara da yol açmamaktadır. Parkinson hastalığı genel olarak 40 yaş üzerinde görülen ve bayanlara nazaran erkeklerde görülme olasılığı büyüktür. Belirtileri ise her hastada farklılık boy gösterirken hastalığın şiddeti de bünyeye göre değişkenlik gösterebilir.

Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Sinsi bir şekilde ilerleme kaydettiği için uzun süre bu durum fark edilmeyebilir. Genel olarak ilk belirtilerini vücudun bir kısmında ya da elde titreme olarak başlar. Hasta kişinin öne doğru eğik durduğu ve yürürken kollarını normalden biraz daha fazla sallaması görülebilir. Genel olarak bakıldığında Parkinson hastalığını yaşayan bir insanda titreme görülür. Bu titremeler normal yaşantısında gerçekleşmesine rağmen, hastanın yatış pozisyonuna geçtiğinde bile titremeler devamlılık gösterebilir. Diğer belirtisi ise Parkinson hastalığına yakalanan bir kişinin günlük işlerini gerçekleştirirken zorlanmalar görülür. Bunlar her hangi bir yöne döndüğünde, yemek yenildiğinde zamanla yavaşlamalar gözle görünür şekilde artış gösterir.

Parkinson Hastalığının Tedavisi Var Mıdır?

İlk olarak tedavideki amaç hastanın, kendi başına iş yapabilmesi, aktif ve bağımsız şekilde işlerini yürütülebilmesi amaçlanır. Fakat yapılan tedavilerde hastanın tamamen iyi olması söz konusu değildir. Zaten bu hastalıkta kullanılacak olan ilaçların sayısı da sınırlıdır. Tedavi için kullanılan ilaçlardan oluşabilecek yan etkileri pasif hale getirmek önemlidir. Fakat yan etkileri hissediliyor diye ilaçları bırakmak ve doktorda bir değişiklik yapmak yanlış bir tercih olur.

İlaç tedavisi ile hareketlerin yavaş olmasını, titremeyi ve kas sertliğinin düzelmesinde etkin rol oynamaktadır. Bunların yanı sıra eğer hastada, yazma bozukluğu, terleme ve konuşma bozukluğu var ise bunlar olumlu yönde etkilenmesinde de rol oynamaktadır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 7 YORUM
  1. ece dedi ki:

    babaannem parkinson hastasi ve sık sık halusilasyon goruyor. Ornegin bu sabah 6 da gorsel halusilasyon olarak eve kalabalik bir grubun geldigini ve iclerinden birinin kucuk bebegini salincakta salladigini gordugunu soyledi ve boyle bir sey olmadigini soyledigimizde inanmadi. Ben de bir kac denemeden sonra vazgecip kadinlarin geldiğini ve onlarin yengemler oldugunu biraz oturup gittiklerini soyledim. Yengemler hakkinda epey konustuk ve sonra bir daha konusunu açmadi. Dokunmaya bagli halusilasyon olarak ta biraz önce yastiginda şekerler oldugunu ve boynuna dokundugunu soyledi yastik kilifini cikarttirdi kilifi silkeledim iyi bak icinde para var boynuma degiyo dedi. Bu tarz durumlarda gercekten onun soyledigi gibi olduguna dair hikayeler uydurarak onu dogrulamali miyim yoksa hayir sen ruya gormussun yanlis gormussun olmadi oyle bir sey diyerek gercek olani mi anlatmaliyim? Ancak bugune kadar gercek olana hic inanmadi ve en sonunda onun hikayesine uygun cevap verdigimizde tatmin oldu. Bu sekilde devam etmemin bir sakincasi var mi yoksa uygun olan bu mu ?

  2. gülhan dedi ki:

    Bana 2009 yılında parkınson tanısı kondu asagı yukarı 4 yıldır ılac kullanıyorum.Soylemezsem kımse fark etmıyor bıle . Ancak bazen ılacımı 1 saat unutup gec aldıgımda veya sabahları kalktıgımda bacaklarımde belırlı bır gucsuzluk hıssedıyorum.Gunde 3 saat bahcede cıcek ekıp capa yapıyorum hareketlı kalma adına. aılem bu konuda benımle hıc ılgılı degıl.su anda sadece stalevo …… ve …….. adlı ılacları kullanıyorum.8 sene evvel meme CA gecırdım depresyon ıcın hap almamaya gayret edıyorum .Kendı beynımde dusuncelerımle guclu kalmaya gayret edıyorum.son gunlerde bıraz daha yorgunum.Kımseden bır sey ıstetdıgım yok sadece doktorumla konusuyorum.Yapılacak bır sey olmaması benı yıpratıyor bana verebılecek tavsıyelerınız varmı saygılarımla.

  3. nazmiye dedi ki:

    annem 5 yıldır parkirson hastası aynı zamanda kabızlık problemleri çekiyor devamlı acillere kaldırıyoruz ancak acillerde gerekli mudahale yapılıyor ve eve gönderiliyor annemin yüzünden hepimiz sinir hastası olduk. artı annem asla yalnız kalamıyor devamlı korkuroyor bağırıyor ben ölecem diye bizi bıktırdı annemn 70 yaşında aynı zamanda kalça protezi olduğundan yürüyemiyor lütfen ali bey bize yardım edin pil nerde takılıyorsa biz ankaradayız acil yardımlarınızı bekliyoruz

  4. saliha dedi ki:

    Öncelikle iyi akşamlar diliyorum.
    14 yıl önce anneme parkinson teşhisi kondu. Üç sene öncesine kadar kendini idare edebiliyordu. Son yıllarda hareketleri çok kısıtlandı ve hezeyanlar, halüsinasyonlar başladı. Zaman zaman çaresiz kalıyoruz. Şu anda yatağa bağımlı. Size sorum şu: parkinson hastalarının psikolojik sorunlarının tedavisi kimin tarafından yapılmalıdır? Nörolog mu, psikiyatr mı, yoksa ikiside mi? Bilgi desteğiniz için şimdiden teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar dilyorum. Saygılar. Saliha.

  5. muhammed dedi ki:

    Ali bey bı konuda yardımınızı ısdıycegım benım yasadıgım yerde parkınson hastası bırı var hayatta tek kızı olan bu adamın kızı ölünce parkınson hastası oldu ben buna yardım etmek ıcın aylardır arasdırmalar yapıyorum sızın le knusmak ısderım bu konuda yapılması gereken neler var ne yapa blırız eyer gerekırse bır organ lazım sa bunu bıle ben kendı organımı verıcem bu konuda ınanın bukadar cıddıyım yardım etmenızı umarak bu mesajı sıze yazıyorum eyer bu yazdıklarımla ılgılı yapa bılcegınız bıse varsa ulasmanızı beklıyorum hasta 45 yaslar arası geze blıyo ama ısdem dısı hareketler cok elını uzattıgınızda tutamıyor yerınde duramıyor bı yere oturdugunda sallan maları sıklasıyor bu konuda ne yapa blırız lutfen yardımcı olun .

  6. cemaliye dedi ki:

    Babam benim yaşım kadar yani 42 yıldır hasta. levadopa kullanıyor. Diyebilirim ki bu hastalıkta aile çok önemli. Annem 42 yılldır bir bebeğe bakar gibi babama bakıyor. Babam şu an 82 yaşında. Bilinç kaybı oluyor, zaman zaman tanıyamıyor, zaman zaman hatırlıyor, tek tük konuşabiliyor. Buna rağmen hayata bağlılığını yitirmedi.Annem sayesinde…

  7. abbas dedi ki:

    Hayirli aksamlar diz ustu dustum dizim kapaki kirik dedi doktor jimlastik yapmaya gondedi acaba kemik kaynak olurmu aagri var ayagimi iceriye katlaymiyorum katlanmior sizlerden ricam duzelirmi ameliyat mi olur selamlar