Böbreküstü Hormonları

Böbreküstü bezi, böbreğin üst tarafında yapışık halde bulunan bir salgıbezidir. Fonksiyon açıdan kabuk ve iç bölüm olarak iki ayrı bölümde incelenir. İç bölüm, görev olarak başlıca etkilerini kalp damar sisteminde adrenalin ve noradrenalin hormonları salgılamak olarak gösterir. Kabuk bölümü ise kolesterolden üreyen steroit bazlı çok sayıda hormon üretmektedir.
Böbreküstü bezinin kabuğunda çeşitli hormonlar üretilir ve bu hormonlar kimyasal yapılan ve etki mekanizması açısından çoğunlukla üç ana grupta incelenir. Mineralokortikoit hormonlar mineral metabolizmasını etkiler ve mineral tuzların, sodyumun vücuttan atılımını azaltarak, böbreği direk etkiler ve idrarla sodyum kaybını engeller. Akabinde potasyumun bedenden atılımını çoğaltır.
Kanda bulunan sodyum oranı 140 miliekivalan/litre civarındadır ve sabittir. Hücre dışındaki sıvı hacmi ise sabit olmayıp değişkendir. Sodyumun hücre dışında kaybedilmesi ile su kaybı da yaşanır ve akabinde kan hacmi azalır. Vücutta yüksek oranda sodyum tutulması ile birlikte su tutulması da yaşanır ve toplam hacimde artış görülür.

böbrek üstü bezleri hormonu

Sodyum, kan basıncının düzenlenmesinde olumlu etkiler gösterir. Mineral metabolizmayı düzenleyen hormonların sayesinde böbrekten kana doğru geri emiliminde bir yükselme meydana gelirse, dolaşımdaki kan hacmi yükselir ve akabinde de kan basıncı yükselir. Bunun aksine böbreküstü bezi kabuğunun fonksiyonundaki yetersizlik yüzünden kan basıncı düşer.

Böbreğe az kan iletilmesi ve sodyum seviyesinin düşmesi, böbreklerden renin adı verilen maddenin salgılanması ile sonuçlanır. Renin, karaciğerden salgılanan aryiyotensinojeni etken hale geçen anjiyotensine dönüştürür. Bu da damar kaslarını büzme gücünün yanında aldosteron salgılanmasını tetikleyerek tuz tutulmasına, doğal olarak da su tutulmasına sebep olur. Damarlarda meydana gelen büzülmenin ve damar içindeki sıvı oranının artması kan basıncını yükseltir. Kabuk hormonlarının glikokortikoit çeşitleri yağ dokusunun da parçalanmasını basitleştirir. Böylece meydana gelen yağ asitleri glikoz yapımında kullanılmaktadır. Şeker metabolizması ile alakalı hormonlar bedende glikoz miktarını ve kandaki glikoz seviyesini yükseltir. Glikoz metabolizmasıyla alakalı başlıca kabuk hormonu, kortizoldür. Ayrıca glikokortikoit hormonlar, iltihap yok edici ve bağışıklığı baskılayıcı etki göstermektedirler. Hücre seviyesindeki bu etkiler, direk olarak lizozom zarının güçlenmesi sayesinde gerçekleşir. Lizozomlar, hücrenin “sindirim sistemini” meydana getiren ve içersinde türlü maddeleri eriten enzimler olan ufak keseciklerdir. Birçok hastalıkta meydana gelen iltihap lizozom keseciklerinin barındırdığı maddelerin salgılanmasıyla meydana gelir. Lizozom zarının güçlenmesi, enzim salgısını durdurarak yerel iltihabın meydana gelmesini önler. Glikokortikoit hormonlar bedende birçok bağışıklık cevabından, özellikle hücresel türde bağışıklıktan sorumlu olan lenfositlerin yapımını engeller. Yerel etki ile iltihaplanmaya sebep olan maddelerin üretimine engel olur.
Böbreküstü kabuğunun diğer görevi, erkek eşey hormonlarını salgılamaktır. Eşey hormonlarının çoğu başka organlar tarafından, sadece ufak bir bölümü böbreküstü bezinden salgılanır. Böbreküstü bezine etki eden herhangi bir hastalık varsa, bazı kabuk hormonlarının yüksek oranda artması sonucunda kadında erkekleştirici etkiler görülür veya böbreküstü bezinden östrojen salgılayan bir tümör vakasında erkekte meme büyümesi yani jinekomasti ve tüy dökülmesi gibi kadınsal etki meydana gelir. Böbreküstü kabuğunun fonksiyonları incelenirken, bu bezde yapısal ve fonksiyonel sorunlara sebep olan başlıca hastalıklardan söz edilmelidir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.