Atardamarlar

Herkes tarafından bilindiği üzere, kalbin sol ventrikülünde her kasılma meydana geldiğinde, bir miktar kan aort diye tabir edilen damara pompalanır. Aort damarı ise bu kanı, kendinde ayrılmış olan öteki küçük çapı damarlara gönderir. Bu damarlarda daha ufak damarlara ayrılarak, kılcal damarlar seviyesine kadar iletir. İşte bu esnada kalpten kılcal damarlara kan taşıyan damarlara atardamar adı verilir.

Kalbe yakın olan büyük damarların çapı doğal olarak daha büyük olur ancak sayı bakımında daha azdırlar. Bu sebeple kanın söz konusu bu damarlar içinde alarm hızı yüksektir. Damarların kalpten uzaklaşması ile çok fazla sayıda yan dallara ayrılır. Bu bölünme esnasında da atardamarların çapları ufalır. Ancak bu küçülen atardamarların sayısı çok olduğu için, ufak damarların meydana getirdiği toplam yarıçap, büyük damarların meydana getirdiği toplam yarıçaptan büyüktür. Bu sebeple kalpten uzaklaşıldıkça, atardamarlardaki kan basıncı ve akım hızı yavaş yavaş azalır.

Kalbe yakın olan atardamarların içinde bulunan kan basıncının yüksek olması sebebiyle, bu damarların duvarlarının kalın ve güçlü olması gerekir. Kalpten uzaklaşıldıkça basınç azalır ve böylece damar duvarlarının paralel incelenmesi gerekliliği ortaya çıkar. Atardamar duvarları üç ana tabakadan meydana gelir. En iç kademeden “Intima tabakası” vardır. En dış kademede ise “Adventisia tabakası” vardır. Bu iki kademe arasında ise “Media tabakası” vardır.

Atardamar hastalıkları

Intima tabakası, temel olarak iki kattan oluşur. Bunlardan en içte bulunan ve damar boşluğuna bakan tabaka, epitel hücrelerden meydana gelen tek katlı bir hücre örtüşmektedir. Bu tek katlı epitel hücrelerinin meydana getirdiği tabakaya “Endotel” adı verilir. Endotel tabakası kalbin, atardamarların, kılcal damarların ve toplardamarların iç yüzünü tamamıyla kapatan bir hücre tabakasıdır. Endotel tabakasının biraz altında ise bağdokusundan yapılmış olan bir tabaka vardır. Kısaca özetlemek gerekirse, intima tabakası en içte endotel ve bunun hemen altındaki bağdokusundan meydana gelmiştir.

Media tabakası ise içteki intima ile dıştaki adventisia tabakasının tam altında yerleşmiştir. Bu tabakanın niteliği bağdokusunun elastik liflerinden ve düz kaslardan daha zengin yapıda olmasıdır. Bu tabakada var olan düz kasların kasılması veya gevşemesi, damar çapının belli sınırlar esnasında değişmesine imkân sağlar.

Kalbe yakın olan büyük damarların media tabakasında elastik lifler daha belirgindir. Orta boy damarlarda ise dikkat çeken düz kas lifleridir. Damarların incelmesi ve kılcal damarlara yaklaşması ile media tabakasındaki kas liflerinde bir azalma meydana gelir. Nitekim kılcal damarlar seviyesinde artık düz kas lifleri görülmez. Atardamarların en dış tabakası olarak bilinen “Adventisia tabakası” ise gevşek bağdokusu durumundadır ve damarın içinde ilerlemekte olan organın bağdokusu yapısı ile bağlantıdadır.

Büyük damarlar “Vaza vazorum” diye bilinen damarlar vasıtasıyla beslenirler. Diğer bir ifade ile Vaza vazorumlara damarları besleyen damarlar da denilebilir. Vaza vazorum, büyük damardan veya komşu bir damardan kaynaklanıp büyük damarın adventisia tabakasına girerek dallanıp media tabakasına etki eder. Akabinde adventisia tabakası ile media tabakasının dış tarafı vaza vazorumlann ilettiği kanla beslenir. Damarın geri kalan iç katları ise direk olarak damarın içinde ilerleyen kanla beslenir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. mehmet dedi ki:

    Fransa da yaşayan bi gurbetçi yim burada anevrizma teşhisi ile tedavi oldum yani damar içinden stend ile ve şuan sol boyun kısmında ve sol kulak ve kenarlarında bu anevrizma nin yapmış olduğu baskı sonucu baya bi şekil bozukluğu var(sağ tarafıma oranla) acaba bu şekil bozukluğunun tedavisi varmı estetik gibi yada daha iyi bişeyler bana önerebitleceginiz bir tedavi sistemi (Türkiye de) lütfen yardımcı olursanız çünkü psikolojik olarak çok etkileniyorum ilginiz için şimdiden teşekkür ediyorum.