Aort Anevrizması

Aort, tanım olarak kalpten çıkan ve bedenin bütün atardamar ağının kaynak aldığı ana arter olarak ifade edilir. Aort anevrizması tanımı ise vücudun en büyük atardamarı olarak anılan aortun duvar yapısının zayıflaması ve çapında meydana gelen genişleme olarak ifade edilir.

Damar duvarı yapısında meydana gelen elastik liflerin dejenere olma durumu, aort anevrizmalarında en çok rastlanan faktördür ve kalıtsal bir eğilimle beraber görülür. 65 yaş üzeri olan hipertansiyon hastası erkeklerin ortalama yüzde 10’unda aort anevrizması görülür. Meydana geldiğinde önemli biçimde hayati tehlike oluşturan bir sağlık sorunudur. Aort anevrizma vakalarının ortalama yüzde 80’i hipertansiyon hastalığına bağlı olarak gelişmektedir.

Aortun farklı bölgelerinde meydana gelen anevrizmalarda damar çapı, normal halinden iki katına çıktığında damarın çatlaması, yırtılması veya damar cidarındaki tabakaların ayrışması gibi bazı ciddi tehlikeler meydana gelebilir. Bu sebeple, anevrizma teşhisi konulan hastalar yakından takip edilmeli ve aort çapının 5cm yi aştığı ya da iki katına çıktığı anlarda aktif tedavi uygulamasına geçilmelidir.

Aort Anevrizması

Aort anevrizmasının belirtileri nelerdir?

Aort anevrizması, hiçbir belirti vermeden patlama noktasına gelebilir. Patlama yaşanmadan önce herhangi bir tarama esnasında veya tesadüfen teşhis konulabilir. Doğal olarak belli bir yaşın üzerindeki kişiler, herhangi bir şikayeti olmasa bile belli aralıklarla genel taramalardan geçmelidirler. Patlama riski yüksek olan bir anevrizmanın teşhis edilmesi ile müsait bir zamanda yapılan ameliyat sayesinde hayat kurtarmak mümkündür.

Aort anevrizması tedavisi

Aort anevrizma tedavisinde iki yöntem uygulanır. Açık cerrahi tedavi ve damar içinden müdahale anlamına gelen ” endovasküler tedavi” yöntemleri aort anevrizmasının iki farklı tedavi yöntemidir. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde ortalama 10 yıllık bir geçmişe sahip olan endovasküler tedavi metotları önceleri açık cerrahi tedavi metotlarının geçerli olmadığı yüksek riski olan hastalarda deneme evresinde kullanılırken, son beş yıl içinde teknolojik olarak ileri bir aşamaya gelmiş ve aort anevrizmalarında ilk tedavi alternatifi olarak belirlenmiştir. Bu metotta büyük cerrahi kesi yapılmasına ve derin bir anesteziye gerek kalmaz. Uygulama çoğu defa lokal anestezi ile yalnızca kasık atardamarı bölgesinde
3-4 santimetre boyunda bir cerrahi kesi ile yapılır. Aort anevrizmalarının endovasküler tedavisi çoğunlukla ileri yaştaki kişiler ve koroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve çeşitli akciğer hastalıkları da yaşayan kişiler için umut olmuştur. Klasik türde açık cerrahi metotlarda hastanın olası kan kaybının yerine tekrar konması için 3–4 ünite kan verilmesi ve ilk birkaç gün yoğun bakımda kalınması, 1 hafta da hastane yatması gerekir. Öteki yandan hasta endovasküler metot ile tedavi edilmesi halinde, genelde hiç kan ya da kan ürünü kullanımına gerek olmaz, yoğun bakımda ortalama 4–6 saat kaldıktan sonra, 2 gün sonra da evine taburcu edilebilmektedir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. müjdat dedi ki:

    merhaba. ben 24 yasındayım.bende de 1-2 derece aourt yetmezliği vrmıs. doktorum diltiazzem diye omur boyu kullanmam gereken bır ılac verdı ve 6 ayda bır kontrole gitmemei soyledi. ilerleyen yaslarda ise ameliyat olman gerekiyor dedi. su an için herhangı bır rahatsızlık hıssetmıyorum ve ilacımı kullanmaya devam ediyorum. ancak kalp atıslarımn çok siddetli olduğunun farkındayım. özellikle yorulunca yuruyunca kalbm frlayacakmıs gibi atıyo. aksamları yatarken kalp atıslarımın gögsümü ileri-geri ittigini bile gözlerimle göruyorum.. hastalığımın ciddiyeti nedir ameliyat olmak zorunda mıyım ve bu rahatsızlık hep devam edeck mı ilacımı sureklı kullanacak mıyım. bana bu konuda yardımcı olursanız sevininrim. ilginiz için simdiden tesekkürler…

  2. ahmet Ç dedi ki:

    bende 4.8 lik bir aort büyümesi var nasıl tedavi olabilirim. tansiyonum 14-9 veya 13-8 kan değerlerim normal uyku apnesi teşhisi konuldu